reçelin edebiyatı: kirazlar

Aklınızdan geçti mi hiç? Özgürlük, yemekte de var; morali etkileyen, gündelik rutini şaşırtan ve huzursuz damağa tutku katan değişik bir ifade etme özgürlüğü bu. Fakat, onun sayesinde en çok yaşadığımız şey kendimizdir; çünkü yediklerimiz, bazen egomuza meydan okuyacak kadar geçmişimize bağlı bir tünel oluştururlar...




Buzdolabındaki kirazlar reçel olmuş, böylece daha uzun sürecek varlıkları. Taze meyve pişirdim ve onun görüntüsü bambaşka, enerjisi ise dengeli. Reçelin bir kısmını minik ve transparan bir kahve fincanına koydum ve güneşin her gün ihlal ettiği pencereme yerleştirip yoğunluğunun parlamasını izledim; doğal derin ve koyu kırmızının ne kadar acayip ve nadir bir renk olduğunu hatırladım.




Çekirdekleri kirazlardan çıkarın, dikkat ettin ama; kirazlardan akan sıvıyı istiyoruz, o yüzden çekirdekleri çıkarırken reçeliniz için kullanacağınız tencerenin üzerinde çalışın. Sonra ellerinizle kirazları kibarca ezin; hedefimiz püremsi bir görüntü değil, kirazların vücutları belli olmalı. Damağınızı delecek tat, pürüzsüz olacak nasıl olsa. Şimdi onları tencerede yatırın ve üzerelerine şeker serpin; şeker miktarı elbette hem size hem de kirazlara göre eklenecek. Tüm yapacağınız bu kadar: tencereyi gece boyu buzdolabında rahat bırakın. Aromalar coşacak, şeker kan rengi sıvının içinde boğulacak. Ertesi gün reçeli, ilk başta kısık sonra da ortadan biraz daha yüksek bir ateşte 30-40 dakikaya kaynatacaksınız. Yoğunlaşmaya başlayınca karıştırın, sürekli değil ama. Reçelimin inatçı olmasını istemem.




Birçok reçete, tam pişme süresi sona doğru gelirken limon suyu da ekletirler; ama, ben bunu özellikle görmezden geldim. Bir kere incir reçeli yapmıştım ve bütün heyecanım paramparça oldu; limon suyu ekledim ve saldırgan aromasıyla incirlerin hissiyatında gölgeler yarattı. O yüzden bu sefer HAYIR dedim. Onun yerine, iki damla doğal vanilya yağı kullandım ve istediğimden fazla katkıda bulundu. Sizin aradığınız tamamen çıplak bir tatsa, sadece kirazlar ve şekerle muhatap olacaksınız. Tencerenizi ateşten alır almaz reçeli sterilize edilmiş kavanozlara transfer ettin, iyice kapattın, ışıktan ve sıcaktan koruyun. Ve muhtemelen bilirsiniz ki bir kavanoz açıldıktan sonra artık buzdolabında saklanır.




Sıcak, taze ekmekle denedim, feta peynirin üzerinde de. Yoğurtla bir araya getirdim, yumurtalı ekmekle de. Yeşil salatalara bile azıcık ekledim. Hatta bazı muteber damaklar için dana eti ya da domuz etiyle aşırı anlamlı olabilir. 
Aslında nasıl kullanacağınız önemli değil; bir şeyi, aynı ölçüde özel ve değerli başka bir şeye dönüştürme gücüne sahipseniz, o zaman kendinizle de aynı şey gerçekleştirebilirsiniz. Yeter ki hayatınızdaki çekirdekleri uzaklaştırmak için zamanınızdan birkaç dakika verin...

Powered by Blogger.